Eylül 2013 – Enerji Panorama – Köşe Yazısı (Sayfa 50-52)

Lisanssız güneş enerjisi uygulamalarına dair nelerle karşılaştığımızı, dağıtım şirketlerine ve süreçlere nasıl yaklaştığımızı, gördüğümüz olumlu olumsuz yanları iki bölüm halinde kaleme alıyoruz.

Else Enerji olarak güneş enerji santralleri için danışmanlık, uygulama ve entegrasyon hizmetleri veren bir firmayız. Türkiye’de uygulamalara ve yasalara, dağıtım şirketlerine ve süreçlere nasıl yaklaştığımızı ve nelerle karşılaştığımızı Enerji Panorama okurları ile paylaşmak istiyoruz. Gördüğümüz olumsuzlukları ya da “olumsuz” olarak bilinmesine rağmen aslında olumlu olan ya da “problem çıkar” denmesine rağmen sorun çıkmayan olaylara genel bir bakış açısı oluşturmak amacındayız.

6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun yasalaşmasıyla birlikte lisanssız elektrik üretiminde 500 kW olan sınır 1 MW’a çıkarılmış oldu. Yasada düzenlenen maddelerin uygulanmasıyla yönetmelik ve tebliğler ise görüşe açıldı. Görüşler alındı ve şu an yeni yönetmeliğin çıkması bekleniyor. Yeni çıkacak yönetmelikte değişecek kısımları hariç tutarak yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde yaşananları aktarmak istiyorum.

Lisanslı veya lisanssız bir güneş enerji santrali kurmak için ilk adım yatırıma karar vermektir. Bu aşama aslında en çok zamanı almaktadır. Güneş enerji santralleri yapmak ve işletmek kulağa çok hoş gelir. Çünkü zahmetsiz olarak elde edilecek kaynakların başında geliyor. Santrallerin hayata geçme süreleri ise diğer enerji yatırımlarına göre çok daha az zaman alıyor. İyi planlanmış bir santralin 3 ila 5 ay içerisinde devreye alınması mümkündür.

Lisanslı yatırımların yapılabilmesi için uygulamalarda lisanssız güneş enerji santralleri için süreçleri aktarmaya çalışacağım. Yatırıma karar verildikten sonra yatırımcı ile bizler arasında soru-cevap safhası başlar. Burada süreçleri birkaç defa yaşayanlar olarak sorulara ayrıntılı yanıtlar veriyoruz hatta sorulmayan sorular olursa, soru işaretlerinin tamamen ortadan kalkması için bu soruları da sorarak cevaplarını veriyoruz.

Geri dönüş süresi yatırımcı tarafından makul bulunuyorsa takip eden süreçler şu an net bir şekilde işliyor. Bazıları tahmin edilenden uzun sürse de tamamlanabiliyor. Şu an TEDAŞ, tamamlanmış olan tesislerin kabullerini yapmaya başladı.

Aslında yürürlükteki mevzuata uygun olarak güneş enerji santrali kurmak ve işletmeye almak mümkündür. Ana konu bu süreyi nasıl daha kısaltabilirizdir. Bu da ancak doğru geri beslemeyle olur. Biz herhangi bir soru ve çözüm önerisi ile ilgili makama ulaştığımızda, “Biz yasayı, yönetmeliği çıkardık ya da yasada yönetmelikte böyle yazıyor, siz böyle yorumluyoruz. Sen de buna göre yapacaksın” gibi cevaplarla karşılaşmadık.

Onun için taslak mevzuatlara yardımcı olmak açısından, var olan olumsuzluk- ları çözüm önerisi ile birlikte ilgili ma- kamlara aktarmak gerekiyor. Bunu sivil toplum kuruluşlarında tartışarak ortak bir ağızdan aktarmanın en doğru sonucu vereceğine inanıyoruz.

DOKTOR-HASTA İLİŞKİSİ

Çok hoşuma giden bir örneği vermek istiyorum. Teşbihte hata olmasın diye de özellikle belirtmek istiyorum. Mevzuatları oluşturanlarla, o mevzuatlara konu işleri yapanlar arasındaki ilişki tam bir doktor-hasta ilişkisidir. Eğer tedavisi bulunmuş bir hastalık varsa süreçte hiçbir sıkıntı yok. Doktor reçeteyi yazıyor, hasta ilacı alıyor. Ancak tedavi yöntemi netleşmemiş bir hastalık varsa doktor uygun olabilecek tedavi yöntemlerini seçiyor. Ve hastasından geri besleme alıyor. Yapılması gereken doğru geri beslemeleri yaparak, olumlu sonucun alınacağına inanmak ve pes etmemektir.

KRİTİK KONU ARAZİ SEÇİMİ

Bizim durumumuza dönersek şu an hastalığın tedavisi var, ancak biraz uzun sürüyor olabilir. Ya yaşananları doğru bir şekilde ilgililere aktaracağız ya da pes edip hastalığı kabul edeceğiz. En doğru yöntemi bulsak bile zaman içinde bu yöntemin de farklı hastalar için farklı etkiler oluşturması mümkün. Bu nedenle lisanssız elektrik üretimi ile ilgili yönetmeliklerin zaman içinde değişikliklere uğrayacağına inanıyorum.

Atılması gereken ilk adım başvurunun yapılmasıdır. Bu adım en hızlı işleyen süreçtir. Evraklar doğru bir şekilde hazırlanılmış ve eksiksiz sunulmuşsa yasal süre bekleniyor ve olumlu yanıtı alıyor. Arazinin tarım arazisi olmamasına ve bağlantı noktasında yeterli kapasitesinin olması ile ilgili çalışmaların başvuru öncesinde yapılmış olmasına dikkat etmek gerekiyor. Biz farklı dağıtım şirketlerinde kendi adımıza ve müşterilerimiz adına başvurular yaptık ve henüz bu zamana kadar bir olumsuzluk yaşamadık. Bazı dağıtım şirketleri tarafından yasa ve yönetmeliğe dayanarak istenen bazı evrakların süreci çıkmaza soktuğunu ve yatırımlardan vazgeçildiğini ya da normalden uzun bir sürede bağlantı görünüşünün alındığını duyuyoruz.

Bu durumu irdelediğimiz zaman Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin bağlantı başvurusu başlığı altında 7. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “dağıtım şirketi, ihtiyaç duyması halinde üretim tesisi kuracak gerçek veya tüzel kişiden ek bilgi ve belge talep edebilir” ifadesine dayanarak dağıtım şirketinin ek belgeler isteyebiliyor. Bunu ortadan kaldırmak için son taslağa bir önerimiz oldu. Dağıtım şirketleri bu belgeleri direkt olarak istemek yerine niçin istenmesi gerektiğini EPDK’ya sebebi ile bildirmeli ve EPDK da bunu bir kurul kararıyla başvuruda istenen evraklar listesine eklemelidir. İstenen evrak gerçekten gerekli olabileceği gibi gereksiz bir bürokrasi de oluşturuyor olabilir.

Başvuru sonrasında projelerin hazırlanarak TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nde onaylatılması gerekiyor. Başvuruların hızla arttığını görüyoruz. Bu noktada belirli önlemlerin alınmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Şu anda proje onayları için Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş tek kurum TEDAŞ Genel Müdürlüğü’dür. Proje onay süreçlerini kısaltmak adına Bakanlık tarafından farklı kurum ve kuruluşlarda yetkilendirilmeyecekse TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün ilgili proje onay birimlerindeki çalışan sayısını artırması gerekecektir.

MARKA BAZLI STANDART

Proje onay süreci de şu anda da işliyor. Bizlerin bu noktada beklentisi bunu nasıl daha hızlı hale getirebiliriz? Şu an 1 kW’lık projede de 500 kW’lık proje de TEDAŞ’a geliyor. Bu hem TEDAŞ için hem de bu projeleri hayata geçirmek isteyenler için ciddi bir iş yüküdür. Küçük uygulamaları tip hale getirmek ve onları bu onay sürecinin dışında tutmak küçük uygulamaların sayısını artıracaktır diye düşünüyorum. 2 kW’lık bir güneş paneli sistemi ile 2 kW’lık bir jeneratör almak arasında bir fark olmamalıdır. Küçük uygulamalar için önerimiz marka bazlı standart projelerin oluşturulması ve satışı yapan markanın ya da temsilcisinin sistemi yerine kurması ve dağıtım şirketinin mevcut sayacı tek yönlüden, çift yönlüye dönüştürülmesi sırasında kavramsal bir kabul yapmasıdır.

Projelerin onayı sonrası bizleri bekleyen sıradaki süreç, onaylanmış proje- lerle birlikte dağıtım şirketi ile dağıtım sistemi bağlantı ve kullanım anlaşmalarının imzalanmasıdır. TEDAŞ’tan onaylı projelerimizi almışsak bu aşamada son derece hızlı olarak uygulanıyor. Bizler bu aşamada iki noktada dağıtım şirketine tekrar dönüş yapmak durumunda kaldık. Bunlardan birisi scada sistemi altyapısı olmayan bir noktada altyapısını bizim kurduğumuz sistem için istenmesiydi. Diğeri ise dağıtım şirketlerinin Dağıtım Sistemi Kullanım Anlaşması’nın 18. Maddesinde yer alan teminat alınması için geçen “Teminat miktarı, kullanıcının anlaşma tarihindeki 2 aylık sistem kullanım bedeli toplamından az olamaz” hükmünün farklı yorumlanmasıydı. Her iki sorun çok hızlı bir şekilde çözüldü. Yaşadığımız birinci soruna yine yönetmelikten uygulanmasına ilişkin tebliğin madde 16.3’ünde tanımlandığı şekli ile “Dağıtım şirketi, kurulu gücü 11 kW’tan büyük üretim tesislerinden uzaktan izleme ve uzaktan kontrol sistemine ilişkin haberleşme altyapısının kurulması talebinde bulunabilmesi için kendisi gerekli altyapıya sahip olmalıdır” hükmünü dağıtım şirketine aktardık.

SON SÜREÇ KABUL AŞAMASI

Burada dağıtım şirketi gerekli altyapıya sahip olmadığı için bu isteğinden vazgeçti. Yapılan sözleşmeden scada sistemi ile ilgili istenen maddeler çıkarıldı. Teminat ile ilgili ikinci sorunda ise farklı dağıtım şirketleri farklı yorum getirdi. Bu yorumlardan birinde, kurulu gücü ile 24 saat üretim yapacak şekilde iki aylık sistem kullanım bedeli belirlendi. Bu tutara karşılık bir teminat istenirken diğer bir dağıtım şirketinde kapasite faktörü dikkate alınarak iki aylık sistem kullanım bedeli belirlendi ve teminat bu şekilde istendi. Bizce doğru olan uygulama kapasite faktörünün de dikkate alınması idi. Bizler burada teminat miktarı düşük olduğu için beklemek yerine dağıtım şirketinin önerisini kabul ettik.

Son süreç ise tesisin yapımın tamamlanarak kabulünün yapılmasıdır. Bu süreç için TEDAŞ tesisin tamamlanmasından sonra tamamlandığına dair yazı dağıtım şirketine yazılıyor. Dağıtım şirketi bu yazıya istinaden kendi adına kabule katılacak personelini belirleyerek TEDAŞ Genel Müdürlüğü’ne yazıyor. TEDAŞ kabul heyeti başkanı ve üyelerini ve kabul tarihini içeren yazıyı heyet üyelerine gönderiyor. Belirlenen günde kabul yapılıyor. Kabul süreci, proje onay sürecine göre daha hızlı ilerliyor.

EN HIZLI DAĞITIM ŞİRKETLERİ

Şimdi süreçlerin hızı bakımından özetlersek, bu süreçlerden en hızlısı dağıtım şirketleri tarafından yürütülen hizmetler olurken, ikinci hızlı adım kabul süreci oluyor. Diğerlerine göre yavaş ilerleyen süreç ise proje onay sürecidir. TEDAŞ projeleri titizlikle inceliyor. Proje kontrol süresi kısalırken talebin artmasından kaynaklı olarak proje onay süreçlerinin uygulamaların önünü tıkamaması için ilgili onay merci sayısı artırılmalı ya da yetkili onay merciinde çalışan kadro sayısının artırılması süreçleri hızlandıracaktır.

Sonuç olarak; güneşten elektrik üretmek büyük ilgi görüyor. Bu büyük ilginin yanında mevzuatların tam ve uygulanabilir olduğundan herkes emin olmak istiyor. Konu tarafların tamamı için yeni ve süreci ilk defa yaşıyor. Her aşamasında sorun çıkması mümkün olan bu süreçte tarafların tamamı elini taşın altına koymalı, bu sürece yapıcı yaklaşmalı.

Herkes en az sorunla, en az parayı harcayarak ve en iyi şekilde yapmak istiyor. Bunun için tarafların tamamı en doğru yaklaşımı sergilemeli en az kayıpla en çok fayda nasıl sağlanır ise bunu hep birlikte belirlemeliyiz.

Mustafa Herdem


0 yorum

Bir yanıt yazın